top of page

Büyük Valide Han Çevresindeki Tarihi Yapılar

  • Yazarın fotoğrafı: Gülşah Edeş
    Gülşah Edeş
  • 3 Haz 2020
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Tem 2020

HAZIRLAYANLAR:

Ravza Yılmaz

Nida İrem Güven


VEZİR HAN (1660)


Vezir Han; İstanbul Suriçi Çemberlitaş Divanyolu Caddesi ile Vezirhan Caddesi’nin kesiştiği yapı adasında 1660 tarihinde Sadrazam Fazıl Ahmet Paşa tarafından Köprülü Mehmet Paşa Külliyesi’nin bir yapısı olarak inşa edilmiştir. Bugünkü tramvay yolu külliye’nin ortasından geçmektedir. Yapının kitabesine göre inşa tarihi 1660 yılıdır. Sokak ve arsa durumuna uymak mecburiyetinden dolayı muntazam bir planı yoktur. Han 3200 metrekarelik bir yapı alanına sahiptir. Taş ve tuğla karışımı olarak inşa edilmiş olan bu han iki avlulu ve iki katlıdır. Hanın taç kapılı girişi cadde üzerinde olup arazinin meyilinden dolayı bu kısım üç katlıdır.


ree
ree

KÜRKÇÜ HAN (15. yy)


Mahmutpaşa Kürkçühan; İstanbul Suriçi Mahmutpaşa yokuşunda, Çakmakçılar ve Çarkçılar Sokaklarının arasındaki yapı adasında Sadrazam Mahmut Paşa tarafından 1480 tarihlerinde inşa edilmiştir. Kesin inşa tarihi bilinmemektedir. Fetihten sonra yapılan ilk hanlardan olup günümüze gelen en eski İstanbul hanıdır. Fatih Sultan Mehmet döneminin sadrazamı Mahmut Paşa tarafından kendisinin yaptırdığı camiye akar olmak üzere yaptırılmıştır. Mimarı Atik Sinan’dır. 128 x 68 m. lik bir alanı kaplayan bu han iki avlulu ve bunların etrafını çevreleyen iki katlı bir yapıdır. Toplam 8.700 metrekarelik bir alana inşa edilmiştir. Kare biçimindeki büyük avluda duvarlara çapraz olarak inşa edilmiş “Hacı Küçük” adıyla anılan birinin vakfettiği küçük bir mescit yer alır. Daha küçük olan ikinci avlu ise kapladığı sahanın çarpık olmasından dolayı yamuk şeklindedir. Mahmutpaşa yokuşuna açılan giriş kapısı üzeri tonoz örtülü ve eyvan şeklindedir. Buradaki koridor kemerli bir revakın çevrelediği avluya açılır. Bu revaklı avlunun iki tarafındaki taş merdivenlerle üzeri beşik tonoz ile örtülü üst kata çıkılmaktadır. Bu kattaki odalar revağa birer kapı ve pencere ile açılmaktadır. Cephede üst örtünün altında tuğladan yapılmış bir kirpi saçak bütün binayı dolaşır. Binanın yapımında aralarda tuğla derz doku kullanılarak taş kullanılmıştır. 16-19 yy. arasında bu bölgede sıkça çıkan yangınlardan bu han çok zarar görmüş olmasına rağmen her seferinde onarılmıştır.


ree
ree

BÜYÜK YENİ HAN (1764)


Büyük Yeni Han; İstanbul Suriçi Mahmutpaşa Çakmakçılar Yokuşu, Sandalyeciler ve Çarkçılar sokakları arasındadır. 1764'de Sultan III. Mustafa tarafından Mimar Mehmet Tahir Ağa’ya inşa ettirilmiştir. Avlu duvarında bugün sadece bulunduğu çerçeve kalmış olan kitabesinin ne olduğu bilinmemektedir. Eski kaynaklar bu kitabede inşa tarihi olan 1764 ile III. Mustafa ve mimarının adının yazılı olduğunu kaydederler. Hanın planı düzgün olmayan bir dikdörtgen şeklindedir. Üç katlı olan bu yapının biri 42 m. diğeri ise 25 m. uzunluğunda iki avlusu olup bu avlulara üç ayrı yerden girilmektedir. Avlular birbirlerine kemerli ve beşik tonozlu geçitlerle bağlanırlar ve her katta üç taraftan yuvarlak kemerli revaklarla çevrilidir. Zemin ve birinci katlarda 58’er, ikinci katta ise 57 odası bulunmaktadır. Dış tarafta ise 40 dükkan vardır. Çakmakçılar Yokuşundaki cephedeki giriş ana giriştir. Çok hareketli olan bu cephede yokuşun eğiminden dolayı zemin kat üzerinden başlayan ve cephe boyunca devam eden beş çıkma yapılmıştır. İkinci katta bu çıkmalar konsollarla biraz daha genişletilerek cephede daha bir hareketlilik sağlanmıştır. Cephedeki pencereler dikdörtgen taş sövelerin üzerinde sağır sivri kemerlerle dekore edilmiştir. Sandalyeciler sokağına bakan uzun cephenin üst tarafında bir kuş evi ve maşallah yazısı bulunur.


ree
ree

ZİNCİRLİ HAN (1708)


Zincirli Han; İstanbul Suriçi Kapalıçarşı kuzeyinde bulunan Tığcılar Sokağındadır. İnşaat tekniği ve civarındaki hanlara bakarak 18.yüzyıl sonlarına doğru yapıldığını anlamaktayız. Tek avlulu ve iki katlı bir ticaret hanıdır. Tığcılar Sokağındaki çok sade yuvarlak taş kemerli girişi avluya beşik tonozlu bir geçitle bağlanır. İki kata çıkan merdivenler bu geçittedir. Avluyu çevreleyen revaklar tuğladan yuvarlak kemerlidir. Kemerleri taşıyan kare payeler ise taştandır. Her iki katta da revaklara açılan odaların yuvarlak taş kemerli birer kapı ve penceresi bulunmaktadır. Odalardaki izlerden burada ocaklar olduğu anlaşılmakta ise de bu ocakların hiçbiri günümüze gelmemiştir. Her iki katın da üstü çapraz tonoz ile örtülüdür. Zemin katı çok değişikliğe uğramış ve orijinal yapısını tamamen kaybederek günümüze gelmiştir.

ree
ree

SABUNCU HAN (1556)


Sabuncu Hanı; İstanbul Suriçi Mahmutpaşa Sabuncuhanı Sokağındadır. Kitabesi olmadığından yaptıran ve mimarı bilinmemektedir. İnşaat tarzından 1890 tarihlerinin sonu olarak tarihlendirebiliriz. Bulunduğu arsanın durumundan dolayı muntazam bir planı yoktur. Birbiri ardında iki yapı bloğu şeklinde inşa edilmiş olan bu han iki katlı ve iki küçük avluludur. Sabuncu hanı sokağına bakan blok 29 x 26 m. arkadaki ise 28 x 30 m. bir alanı kaplamaktadır. Sokağa bakan cephesindeki kapı taş kemerli bir açıklık halindedir. Buradan tonozlu bir geçitle avluya geçilir. Giriş koridorunun solundaki merdiven birinci bloğun birinci katına sağdaki merdiven ise ikinci bloğun ikinci katına çıkar. Avlunun etrafındaki revaklar ve avlu günümüzde yapılan ilavelerle bütün orijinalliğini kaybetmiştir. Arkadaki ikinci avlu biraz daha az tahrip olarak günümüze geldiğinden mimarisini anlayabiliyoruz. Binanın ön cephesinde zemin katta penceresiz üst katta ise her mekana bir adet olmak üzere taş söveli dikdörtgen pencereler açılmıştır. Diğer üç cephe etrafındaki binalarla bitişik nizam olduğundan penceresizdir.


ree
ree

MISIR ÇARŞISI (1660)


Mısır Çarşısı “Çifte Çarşı” olma özelliği ile iki çarşının birleşiminden oluşan, Osmanlı klasik üslubunda yapılmış bir arastadır. Mısır Çarşısı, Osmanlı Klasik üslubunda birbirini izleyen taş ve tuğla sıraları ile ‘’L’’ plan şemasında inşa edilmiştir. ‘’L’’ plan şemasını vererek birleşen bu iki çarşının doğu – batı doğrultusun da uzanan kolu daha uzundur. Uzun ve kısa kenarın birleştiği noktada, çapraz tonoz ile örtülmüş dua meydanı yer almaktadır. Tonozu taşıyan kemerler duvarlara oturtturmamış, onun yerine taşıyıcı ayaklar kullanılmıştır. Bu ayaklardan güneydoğudakinin yanında bir tellal köşkü bulunmaktadır. Mısır Çarşısı’nın ana girişleri iki büyük kolun uçlarındaki girişlerdir. Bu iki büyük kolun uçlarındaki girişler altı revaklı, iki katlı yapılardır. Ayrıca çarşının Tahmis Sokağı’na açılan kapısı da revaklı ve iki katlıdır. Bu ana giriş kapısından başka diğer iki giriş ise, karşılıklı olmak üzere Makulyan Han’ın arasında uzanan kolun ortaya yakın bir bölümündedir. Mısır Çarşısı’nın toplam dördü büyük ikisi küçük olmak üzere altı adet kapısı bulunmaktadır. Çarşının “L” plan şemasına göre iki kolunun başlarındaki revakların üstünde odalar yer almaktadır. Üstleri kubbe ile örtülü olan bu odalara çarşının içindeki merdivenlerle çıkılmaktadır.


ree

KAPALI ÇARŞI (1461)


Osmanlı Dönemi’nde içinde Bedesten de bulunan kapalıçarşılar, sarayın değerli eşyalarının korunduğu hazine olmanın yanı sıra ticaret yoluyla sermaye birikimi yapılmasına yol açan birer finans merkezi işlevi de taşırdı. Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya’ya gelir getirmesi amacıyla Cevahir ve Sandal bedestenlerini kurdurmuş, bunların etrafında 250 yıl boyunca İstanbul Kapalıçarşı’sı gelişmişti. Günümüzdeki bedestenler artık işlevlerini yitirmiş bugün Kapalıçarşı’da oluşan arz ve talep göstergeleriyle Türkiye’deki altın ve döviz fiyatları için “Kapalıçarşı” hâlâ önemli bir merkez.


ree
ree

NURUOSMANİYE CAMİİ (1755)


Molla Fenarı Mahallesi, Vezirhan Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Osmanî ve Nuruosmanî adlarıyla da bilinen Nuruosmaniye Camii, kendi adıyla anılan semttedir. Bu camiin yerinde daha önce Hasan Canzâde Şeyhülislâm Hoca Sadeddin Efendi'nin zevcesi Fatıma Hatun'un mescidi bulunuyordu1. Daha son­ra Sultan I. Mahmud aynı yerde bugünkü Nuruosmaniye Camii'ni yaptırmaya başla­mıştır. Fakat H.1161/M.1748 yılında ya­pımına başlanan bu cami, Sultan I. Murad'ın ölümüyle, kardeşi III. Osman ta­rafından H.1169/M. 1755 yılında tamam­lanmıştır. Adına da Nuruosmanî denilmiş­tir. Camiin mimarı Mustafa Ağa'dır. Nuruosmaniye Camii, iki kapılı geniş bir dış avlu ile çevrilidir. Medrese, imaret, kitabhâne, muvakkit odası, sebil, çeşme gibi müştemilâtı ile çevresinde dükkânları ve hanı vardır.

ree

Barok üslûbun etkisiyle meydana ge­len bu karakteristik camiin iç avlusu, klâ­sik plân esasından bütünüyle ayrılmış olup yarım, daire şeklinde 12 sütün üzerine otu­ran 14 kubbesi bulunmaktadır. Camiin asıl iç kısmı kare plân üzerine yapılmıştır ve mihrabı çıkıntılıdır. Çapı hayli geniş olan yüksek kubbe, duvarlar üzerine oturan ke­merler tarafından taşınmaktadır. Cami beş sıra halinde 174 pencere tarafından ay­dınlatılmaktadır ki, bu pencereler camiye fazlaca bir aydınlık sağlamaktadır. Pen­cereler alçıdan ve Barok stilindedir. Kub­be kemerlerinin duvar üzerindeki bitimin­de bir kuşak halinde Fetih sûresi yazılıdır. Ana giriş kapısının üzerinde müezzin mahfeli, yanlarda mahfeller, mihrabın so­lunda ise büyük bir rampa ile çıkılan ve oda­ları bulunan altın yaldızlı bir Hünkâr Mah­fili bulunmaktadır 2. Mükemmel bir akustik sistemi olan camiin dengesini kontrol etmek için mihra­bın iki yanına döner terazi sütunlar yapıl­mıştır. Alemleri taştan ikişer şerefeli iki minaresi vardır.Camiin türbesinde, bani sultanların validesi Şehsuvar Sultan ve bazı şehzade­ler yatmaktadır. Camiin yapımına Hattat Rasim Efendi tarafından şu tarih düşürül­müştür:Hümâyân ola bu nev cami-i Sultan Os­man'ın Orta kapının dışındaki Ayet-i Kerime de Hattat Rasim Efendi tarafından yazıl­mıştır. İki yan kapının içindeki Ayet-i Keri-me'lerin hattı ise Fahreddin Yahya'nındır. Bugün Kur'an öğretiminde kullanılan med­resenin tarihi Hâkim Efendi tarafından söylenmiştir: Düşdi bir tarih Hâkim'den duâ-Medhal-i ilm ola Bâb-ı Medrese- 1129 Hâkim Efendi aynı zamanda imaret için de şu tarihi söylemiştir: Yazılsun gelin Hâkim'den bu tarih Ola a'lâ imaret-i bâb-ı erzak, 1129 Dıştaki Ayet-i Kerimeler Yedikuleli-Zâde Seyyid Abdülhalim tarafından yazıl­mıştır. Celi hatlar ise Bursa'lı müzehhib Ali Ağa ile Kâtib-Zâde Mehmed Refi Efendi'nin eserleridir.

ree

(http://www.yurukesfet.com)



 
 
 

Comments


bottom of page