top of page

İznik Tarihi Rapor

  • Yazarın fotoğrafı: Gülşah Edeş
    Gülşah Edeş
  • 31 May 2020
  • 7 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 22 Tem 2020

HAZIRLAYAN:

Zeynep Onuk


ree

(Resim-1) Bithynia Haritası.

Tarihi Coğrafya

İznik, antik dönemde “Bithynia” adı verilen bölgede bulunmaktadır. Bithynia, doğuda Paflagonya, güneyde Frigya ve Galatya, batıda ise Mysya bölgeleri ile komşudur. Kuzeyde Karadeniz, batıda kuzeyden güneye doğru İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ve Orhaneli Çayı ile Olympos, doğuda ise Filyos Çayı ile sınırları çizilmiştir. Bithynia bölgesi, Boğazlar ve Trakya’dan gelen Trak Boyu Bithyn’lerden dolayı bu adı almıştır. Bithyn, “Thin yurdu” veya “Thyn ülkesi” anlamına gelmektedir. Bithynialı’lar bağımsızlıklarını uzun süre korusalar da M.Ö. VII yüzyıl sonuna doğru Lidyalı’ların, M.Ö. 545 yılında ise Pers’lerin egemenliğine girmişlerdir. Bithynialı’ların, M. Ö 377-279 yıllarında sınırlarını genişlettiği, güçlü ve bağımsız bir krallığa dönüştüğü görülmektedir. [1]

Bithynia Krallığı M.Ö 3.ve 2. yüzyıllarda Yunan kültürüne hayranlık duymuş, bu da kurulan yeni kentlerin Hellen tarzını yansıtmasına sebep olmuştur. Hellen tarzının bu bölgeye girmesi de bu yaklaşımlarla ilişkilendirilmektedir. Bölge, M.Ö. 74 yılında Roma İmparatorluğu’nuın egemenliğine girmiştir. [2]

Bithynia ile ilgili Bizans arşivlerinin günümüze ulaşmaması, Osmanlı İmparatorluğu’nun fethi öncesine dair bölgenin durumu hakkında bilgi edinilmesini zorlaştırmaktadır. 15. yüzyıl Osmanlı tarihi kaynakları, bölgenin 13. ve 14. yüzyıllardaki durumu hakkında bilgiye ulaşılmasını sağlayan kısıtlı kaynaklardır. [3]


Bithynia Krallığı döneminden günümüze kale bedenleri dışında bazı mezarlar kalmışsa da, bunlar korunamamış ve zamanla yok olmuşlardır.

Tarihsel Gelişim

İznik; Tarih Öncesi Dönem, Hellenistik Çağ ve Roma Dönemi (M.Ö. 74-M.S. 330), Bizans Dönemi ( 5.yy-1331) ve son olarak da Türk Dönemlerini (1331- günümüz) görmüş bir yerleşim alanıdır. İznik kentinde Roma, Bizans ve özellikle de Türk Döneminin tarihinine ışık tutan mimari ögeleri bulunmaktadır.

Tarih Öncesi Dönem

Nikaia’nın tarihçesini incelerken; Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde surlar ile çevrelenmiş kent ile bu kentin kurulmadan önceki dönemlerdeki yerleşim alanları birbirinden farklı olduğunu göz önünde bulundurmak önemlidir.

Nikaia ve çevresinde M.Ö 5000 yıllarındaki höyüklerin varlığı bilinmektedir. Bugünkü sur ile çevrili yerleşimin dışında kuzey, güney ve doğu çevresinde yer alan Tepecik, Öyücek ve Mekece Höyük, tarih öncesi dönem yerleşimlerindendir. Sur ile çevrelenmiş Nikaia kenti merkez alındığında özellikle kentin kuzey ve güney yönünde yerleşim alanlarının bulunduğu görülmektedir. Fakat kentin doğusunda bulunan yerleşim yerlerinin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı bilinmemektedir. [4]

Homeros’un İlyada’sında belirtilene göre İznik çevresindeki arazi üzerinde “Ionian antik kenti” vardı. Nikaia olarak adlandırılan Antigoneia kentinin “Ionian” yerleşiminin kalıntıları üzerinde yeniden yerleşilmiş olduğu söylenebilir. Bu kentin bugün Ioanian tarzı karakteristik özelliklerini yansıtmasının sebebi bu olarak gösterilebilir.


Hellenistik Çağ ve Roma Dönemi

Kent ile ilgili araştırmalara bakıldığında, İznik’in en eski adının “bağı bahçesi bol olan yer” anlamındaki “Helikore” olduğu belirtilmektedir.


M.Ö. IV. yüzyılda İskender’in ölümünden sonra, onun generallerinden Antigonos Monotpthalmos tarafından ele geçirilmiş ve ismi Antigonia olarak değiştirilmiştir. Strabon’un aktardığı bilgilere göre; Antigonos kenti Bithynia’nın batısında yaşayan Mysia’lılar tarafından yıkılmıştır. Daha sonra Lysimachos tarafından yeniden kurulmuş ve Lysimakhos, kentin adını karısının ismi olan “Nikaia” ile değiştirmiştir. [5]

ree

(Resim-2) Üzerinde Antigonos'un resmi olan bir sikke.

Nikaia M.Ö 281 yılında Bithynia Krallığı’nın hakimiyetine girmiştir. Bithynia Krallığı’nın egemenliği altında olan Nikaia kısa bir süre içinde krallığın merkezi haline gelmiştir. M.Ö. 74 yılında son kral olan Nikomedes Eupator, şehrin hakimiyetini Roma imparatorluğuna vasiyet yoluyla bıraktığını belirtmiştir. [6] Roma imparatorluğu’na geçen Nikaia, coğrafi konumunun önemi sayesinde önceki sınırların dışına taşıp daha da büyütüldü ve kente yeni sur kapıları eklendi. [7]

ree

(Resim -3) Hippodamos Şeması’na göre bölünen kentler, aynı zamanda ızgara biçimindedirler. Hellenistik çağın bütün özelliklerini bugün de yansıtan bu kent, Grek tarzı, Hippodamos tarafından geliştirilen ızgara planına sahiptir. Hippodamos Şeması’na göre bölünen kentler, aynı zamanda ızgara biçimindedirler. [8] Bugün de sur içinde aynı şekilde konumlanan bu planda dört ayrı yönden geln yollar, şehire dört farklı kapıdan girerek merkezde birleşir. [9] Strabon’un aktarımları incelendiğinde Nikaia kentinin tarifi ile günümüzdeki şehir planı arasında fark bulunmadığı gözlemlenir. Strabon’dan sonra geç Roma döneminde surlar geriye alınmıştır. Sur çevresi 2.900 m’den 4.970 m’ye ulaşmıştır. [10]

Tarihi kaynaklara göre M.S. 32 yılından itibaren depremler meydana gelmiştir. Bu depremlerden sonra kent harabeye döndü. Imparator Hadrianus (117-138) tarafından şehir yeniden imar ettirildi. Şehir surları, agoralar, şehir içi kavşaklar onun döneminde yeniden inşa edilip onarıldı. Nikaia’nın iki şehir kapısı da yeniden inşa edildi. [11]


Nikaia, M.S 257-258 yıllarında Gotlar tarafından istila edilip yağmalanmıştır. Nikaia bu sırada büyük tahribata uğradı. Depremler, yangınlar ve istilalar sonucunda şehir harap oldu. Roma imparatorları kentte yeniden imar faaliyetleri başlattı. Günümüze ulaşan surların tekrardan yapılan imar faaliyetlerinde inşa edildiği bilinmektedir. Bu surların önemli bir kısmı ise erken Bizans çağına aittir. [12]

ree

(Resim-4) Birinci İznik Konsili.

Bizans Dönemi Kent, Roma imparatorluğundaki önemini Bizans döneminde de korur. M.S 325 tarihinde Nikaia’da büyük konsil toplandı. Konsil’in toplandığı yapı hakkında kesin bir bilgiye ulaşılamıyor fakat dönemin sarayının bu toplantı için kullanıldığı düşünülüyor. [13] 364 yılında Valentinianus imparator seçilmiş ve kent Metrolopis unvanını almıştır.


İznik, 358, 362, 368 yıllarında geçirdiği şiddetli depremlerden ve kıtlıktan sonra zarar görmüştür.

İustinianus (527-565) kente büyük önem vermiştir. Bu dönemde yeni yapılan yapılar ve onarımlar kentin önemini ortaya koymaktadır.

10. yüzyılın sonlarında Bizans İmparatorluğu büyük bir isyanla karşı karşıya gelmiştir. Bizans’ın Anadolu komutanlarından Bardas 978 yılında Nikaia’yı işgal etmiştir.

Bizans İmparatorluğu, 1071 yılında Selçukluların tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Selçuklular Nikaia’yı dolaylı şekilde girmişlerdir. Selçuklular, Bizans İmparatorluğu’na isyanda bulunan Nikepheros Botoniates’i (1078-1081) desteklemişler ve bu sayede Nikaia’ya girmişlerdir. Fakat bir süre sonra Botonates ile Süleyman Şah’ın arası açılmış ve Süleyman Şah Nikaia’yı kuşatarak Selçuklu devlenin başkenti yapmıştır. [14]

İznik, 16 yıl boyunca Selçukluların başkenti olarak kalmıştır. Süleyman Şah’ın ölümüyle Nikaia sürekli el değiştirmiştir.


ree

(Resim-5) Osmanlı Devleti Kuruluş Dönemi Haritası.

Osmanlı Dönemi

İznik, 1331 yılında Orhan Gazi tarafından fethedilmiştir. [15] Dönem kaynaklarının sınırlı olması sebebiyle kentin o dönemki fiziksel yapısına ulaşmak zor. Fakat dönemin mimari örnekleri kent hakkında bilgiler sunmakta.

İznik’in Osmanlılar tarafından fethedilmesinden sonra kente gelen İbn-i Batuta’nın aktarmış olduğu bilgiler şehirdeki değişikliklerin tespiti açısından önemlidir. İbn-i Batuta 1333 yılında İznik kenti hakkında bilgiler aktarmıştır. Bu sebeple dönem kaynağı olması açısından oldukça önemlidir.


Palamas tarafından aktarılan bilgiye göre; erkek nüfusun seyrekliğinden dolayı kentteki evlerin kullanılmaması, 13 ve 14. Yüzyıl içerisinde kentin değişmemiştir.

Osmanlı fethinden önce kentlerde yaşayan gayri müslim halkın büyük bölümünün kentten ayrıldığı, kalanların daha sonra gittiği ve bu kentlerde kalmayı tercih edenlerin ise zamanla Müslüman olduğu belirtilmektedir. Fetihten sonra 120 yıl geçmesine rağmen Hristiyan nüfus hala çoğunluktadır. Bu durum da Bythinia’daki kentlerden farklı bir süreci gösterir.


Erken Osmanlı kentlerinde Bizans’tan alınan kentlerde mevcut dokunun önemli ölçüde korunduğu, fakat bir takım düzenlemelerle Müslüman bir topluluğun yaşamasına olanak sağlayan mimari örgütlenmenin oluşturulduğu bilinmektedir. Bizans dönemi kentlerinde de benzer yaklaşımla mirasını aldığı antik dönem kentlerinin fiziksel yapısı belirli ölçüde korunmuştur. Bu nedenle antik dönemde kurulan bazı kentlerin yeniden iskan edilmesi ile oluşturulan Bizans ve Osmanlı kentlerinde antik dönemin izlerini görmek mümkündür.


İbn-i Batuta’nın aktarmış olduğu bilgiler ışığında kentin fiziksel yapısını yansıtan mevcut veriler, Orhan Gazi döneminde kentin Antik dönem ve Bizans döneminin fiziksel yapısının izlerini taşıdığını gösterir.


Bu bilgiler dışında kentin fiziksel yapısını belirleyen en önemli veriler dönemin mimari örneklerinin kent içinde dağılımlarıdır. İznik kentinin Helenistik dönemde oluşturulan ızgara planlı dokuyu, Orhan Gazi döneminde önemli ölçüde koruduğu gözlemlenmektedir. Bu durum kent içinde mimari oluşum ve düzenlemede bazı zorunlu yaklaşımları da beraberinde getirmiştir. Sokakların yönü ve uzanışı yapıların yerinin seçiminde belirleyici etkenlerden olmuştur. Orhan Gazi döneminde sur içinde inşa edilen tüm yapıların en az bir tane cephesi sokağa bakmaktadır. Ayasofya Camii, Hacı Özbek Camii ve Süleyman Paşa Medresesi’nin iki cephelerinin sokak ile ilişkilendirmek amacı ile iki sokağın birleştiği köşeye inşa edildiği düşünülmektedir. Yapıların kent içindeki yeri ve zemin kotlarının sokak zemin seviyesine göre oranları önemli bilgiler içerir.[16]


İznik’in fethi öncelikle bir dönem Bizans İmparatorluğu’na ve Selçuklu Devletine başkentlik yapmış olması, hem Bizans’a alternatif olmak hem de Türkmen Beyliklerine karşı ayrıcalık elde edilmesi bakımından, Osmanlı Beyliği’ne büyük prestij kazandırmıştır. [17]


ree

(Resim-6) 1493'te İznik genel görünümü

14. yüzyılda, İstanbul’dan Anadolu’ya giden yol üzerinde önemli bir merkez olan İznik, çini üretim merkezi haline gelmesiyle birlikte artık çok daha önemli bi hale gelmiştir.

Kervan yollarının rotalarının değişmesi, İznik’in yavaş yavaş ticari alanda da önemini kaybetmesine neden olmuştur. 17. yüzyılın ikinci yarısında çini üretiminin kalitesinin düştüğü ve miktarının azaldığı bilinen İznik’te, salgın hastalıkların da artmış olması kentin öneminin daha da azalmasına neden olmuştur. [18]

18. yüzyılda kente gelen Brovski’nin İznik ile ilgili aşağıdaki sözleri bu yıllarda kentin durumunu gözler önüne sermektedir. “İznik denilen köy, surların içinde bir köşeye büzülmüş, geri kalan yerleri harabe, bağlar, ceviz ve kestane ağaçları ile çınar ve birkaç çam kaplamıştır. Şurada burada minareler yükselir. İznik içsiz cevize veya kabuğu kalmış bir yumurtaya benzemekte” [19]


ree
ree

(Resim-7, 8. Kaynak: iznikrehber.com)

Özellikle 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başında nüfusu oldukça azalan kent 1920 yılında Yunanlılar tarafından işgal edilmiş, bu işgal sırasında Esrefzade Camii ve Türbesi ile Koimesis Kilisesi yıkılmış, Yesil Cami’nin revaklı giriş bölümü ve taşıyıcı sütunları zarar görmüştür. Hem Müslüman hem de hristiyan halk tarafından terk edilen kent,1950’li yıllara kadar kendi halinde yaşamaya devam eden bir görüntü çizmiştir. 1980’li yıllardan itibaren tarihsel alt yapı başta olmak üzere gölün de turizm faktörü olarak devreye girmesi İznik’e yeniden hareketlilik kazandırmıştır.[20]


Cumhuriyet Dönemi

Bir seyyah 1891’de İznik’in nüfusunun 2000’e ulaşmadığını belirtirken 1905’te bir diğeri 600 müslüman, 100 hıristiyanın bulunduğunu yazar ve buranın eski ihtişamını göz önüne alarak bir “ölü şehir” durumunda olduğunu ifade eder.

İznik 21 Eylül 1920’de Yunan kuvvetlerince işgal edildi ve bu tarihten itibaren dört defa el değiştirdi. Bu mücadele sırasında da şehir tahribata uğradı. Nüfus hemen hemen tamamıyla dağıldı.


ree

Cumhuriyet döneminin başlarında Kocaeli’ye bağlı bir ilçe merkezi iken 1927’de bir bucak merkezi haline geldi ve Bursa’nın Yenişehir kazasına bağlandı. 1930’da yeniden kaza merkezi oldu. 1935’te nüfusu 2500’ü bulmayan İznik, günümüzde 20.122’ye ulaşan (2000 nüfus sayımı) nüfusuyla önemli bir tarihî merkez olma özelliğini sürdürmektedir. Bu sebeple 1988 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından “tarihî kentsel sit alanı” ilân edilerek korunmaya alınmıştır. [21]


ree

Osmanlı Devleti'nin sonlarında İznik, değişik ilçelere bağlı ve giderek küçülmekte olan bir bucak konumunda olduğundan, eğitim-öğretim etkinlikleri bakımından da oldukça geri düzeyde bulunuyordu. Cumhuriyet'ten ve özellikle ilçe olmasından sonra, İznik ve çevresinde de her düzeyde okulların ve bu okullarda öğrenim gören öğrencilerin sayısında artışlar olmuştur.


Buma Ansiklopedisi'nin ilk baskısında yer verilen 1983 yılı verilerine göre, İznik İlçesi'nde 45 ilk, 2 orta ve 4 de lise düzeyinde eğitim veren okul bulunmakta idi.

2001-2002 öğretim yılında iznik İlçesi'nde etkinlik gösteren okullar ile, bu okullardaki öğrenci, öğretmen ve derslik sayıları şöyledir: İlköğretim aşamasında 17 okul, 5.784 öğrenci, 225 öğretmen ve 184 derslik. Ortaöğretim (lise) aşamasında 5 okul, 1 465 öğrenci, 114 öğretmen ve 63 derslik. Ayrıca Uludağ Üniversitesi'ne bağlı İznik Meslek Yüksekokulu (b. bak.) vardır. Belediye binasının bir yangın sonucu tahrip olması dolayısıyla İznik Belediyesi'ne ilişkin sağlıklı bilgiler bulunamamaktadır. 1324 (1906) ve 1325 (1907) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnamelerinde, Yenişehir'e bağlı bir nahiye (bucak) olarak kayıtlı iznik'te belediye örgütü gösterilmemiştir.

Bu salnamede, 1926-1927 yılları veya daha önceki yıllar için belediye başkanı adı verilmediğine göre, olasılıkla 20. yüzyılın başlarından veya daha ileri bir tarihten itibaren 1933 yılına değin İznik'te belediye örgütünün kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

1933'ten 1941'e değin Ali Rıza Çandar, Mehmet Gündem, Mustafa Davara ve Mehmet Sindel başkanlık görevlerinde bulunmuşlarsa da, göreve geliş ve ayrılış tarihleri belirlenememiştir.


KAYNAKLAR;

[1] Veli Sevin, Anadolu’nun Tarihi Coğrafyası, Ankara 2001, s. 29-31. (YÖKTEZ-214134-132821-569211)

2 Veli Sevin, a.g.e. s. 31.

3 Jaques, Lefort, “13. Yüzyılda Bithynia”, Osmanlı Beyliği (1300-1386), İstanbul, 1997, s. 106.

4 A, Bryer, “Nicea, Byzantine City”, Peoples and Settlement in Anatolian and the Coucasus, London 1969, s.22

5 Strabon, a.g.e, s. 60

6 E. Bosch, “Nikaia (İznik) Bayram Oyunları”, Blleten, C. 12, s.46, Ankara 1948, s. 325.

7 Özgören, Dört Kapı Dört Medeniyet, 129

8 Sencer Şahin, agm, s. 1.

9 İstanbul Kapı, Yeniişehir, Göl ve Lefke Kapı.

10 Strabon, Geographika, 60.

11 Şahin, “Hellenistik ve Roma Çağlarında”, 10, 16

12 Eyice, İznik Tarihçesi, 7, Clive Foss, “İznikéin Bizans Surları 260-1330"

13 Alfons Maria Scheneider, Die Röminischen and Byzantinischen Denkmiler von İznik-Nicea, Berlin 1943, s1.

14 Robert Anhagger 1968: s. 1257.

15 Aşıkpaşaoplu 1992:42

16 Yöktez. 132821

17 Erdoğan Aydın, Osmanlı Gerçeği (Nizam-I Alemin Gayri Resmi Tarihi), İstanbul 1999, s.101

18 Evliya Çelebi, Seyahatname, C.4 s.203.; Hasan Yılmazyaşar, a.g.e., s. 42.

19 Hasan Yılmazyaşar, a.g.e., s. 42.

20 Yöktez. 214134

21 https://islamansiklopedisi.org.tr/iznik

RESİM KAYNAKLARI;

Resim-1 http://ancientcoinsforeducation.org/gallery2/v/Historical+Background/Ancient+Maps/Nicaea_Bythinia.jpg.html?g2_imageViewsIndex=1

Resim -2. https://tr.wikipedia-on-ipfs.org/wiki/I._Antigonos_Monophtalmos.html

Resim -3; http://www.erhanuludag.com/tr/iznik-ve-surlari/

Resim -4; https://www.wikiwand.com/tr/Birinci_İznik_Konsili

Resim -5; https://www.yardimcikaynaklar.com/osmanli-beyligi-kisa-surede-nasil-buyuk-bir-devlet-haline-geldi/

Resim -6; https://tr.wikipedia.org/wiki/İznik_Medresesi#/media/Dosya:Nuremberg_chronicles_-_f_23r.png

Resim -7,8; http://www.iznikrehber.com/haberler-3746

Resim -9,10; http://www.iznikrehber.com/haberler-3746





 
 
 

ความคิดเห็น


bottom of page